Batıl İnaçların Psikolojimize Etkisi

İnsan doğası gereği nereden geldiğini ve ne için geldiğini sorgulamak öğrenmek ister. Bu sorgulama yolunda da inanç dediğimiz kavram ortaya çıkar. Kimimiz Tanrı’ya inanırken kimimiz putlara, nesnelere inanıyor olabilir. Herkesin ne kadar birbirinden ayrı inanma yolları olsa da gündelik yaşantımızda hurafe ve batıl inançlara oldukça sık yer veriyoruz. Hurafe ve batıl inançlar nesneye doğaüstü insana insanüstü vasıflar yükleme şeklidir. Genellikle hurafe ve batıl inançlar kişinin etrafındaki toplum ve kültüre bağlı olarak oluşur.  Batıl inanç mantıksal bir temele dayanmayan nesilden nesle aktarılan davranış biçimidir. Büyüklerimizden etrafımızdan duyduğumuz gördüğümüz kadarıyla bu davranışları edinebiliriz. Aslına bakılacak olursa hurafe ve batıl inançların gerçeklik payı yoktur.

Hayatta birçoğumuzun farklı farklı batıl inançları vardır. Kimileri nazara inanır, kimi 13 sayısının uğursuzluğuna, kimi ise ayna kırılmasının kötü bir şey olacağının habercisi olduğuna. Peki şimdiye kadar batıl inançların nasıl ortaya çıktığını hiç düşündünüz mü? Her çağda her toplumun kendine has inançları bulunabiliyor. Örneğin asırlar önce İslamiyet’i seçen Türklerde eski din olan Şamanizm’in etkilerinin kuşaktan kuşağa günümüze kadar aktarıldığını görebiliriz.

Batıl inançlar bazı insanların kaygılarının giderilmesine, endişelerinin yenilmesine yardımcı olurken bazı insanların da bu durumu takıntı haline getirmesine neden olabiliyor. Yapılan araştırmalara göre batıl inançları olan insanların diğer insanlara göre daha önyargılı kişiler olduğunun tespiti yapılmıştır. Bu duruma örnek olarak Hristiyan toplumların 13 sayısını uğursuz kabul etmesini verebiliriz. Bu inanış Hz. İsa’nın havarilerinden 13.sünün ona ihanet etmesiyle başlamış ve bu hadiseden dolayı da 13 sayısı Hristiyan insanlarda korku ve kaygıya yol açmıştır. Dahası tıp ilminde 13’ten korkma hastalığı triskaidekofobi adında bir hastalık zaman içerisinde ortaya çıkmıştır.

Batıl inançlar sosyal ilişkileri de zamanla bozabilmektedir çünkü şüphe ve güvensizlik batıl inançlar sonucu artmaktadır. Fikir ayrılıkları dahası inanç farklılığı ortaya çıkabiliyor. Algıda seçicilik ile birey kötü şeyleri görmeye başlıyor. Ve olumsuz bir şey ile de birleştiriyor. Ne kadar çok kaçınılsa da zihin kötü olana odaklanmaya başlıyor. Kendinden emin, özgüven sahibi bireylerde bu gibi durumlar gözlemlenmez. Düşünce şeklimizi nasıl yönetirsek öyle şekillenecektir. Hayatımızı yönlendirmek her zaman bizim ellerimizde olmayabilir.

Ünlü psikolog yazarlarımıza göre batıl inançlar insan beynini zaman zaman ele geçirebiliyor. Bu bazı durumlarda iyi sonuçlara yol açarken bazı durumlarda da ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Bu yüzden hurafe ve batıl inançların insan psikolojisi üzerinde oldukça etkili olduğunu söyleyebiliriz. Genel anlamda bakılacak olursa batıl inançlara çok bağlı olan insanların diğer insanlara göre daha az okuduğunu, etrafını gözlemlediğini söyleyebiliriz. Ben tüm bu sebeplerden dolayı batıl inançların insan kişiliğine faydasından daha çok insan üzerinde belli bir baskı yarattığını düşünüyorum. Bu sebepten ötürü kişinin olabildiğince, ne kadar zor olsa da, batıl inançlarını azaltması gerektiğine inanıyorum.

 

KAYNAKÇA:  https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_7376.htm

http://www.pisikonet.com/Yazilarimiz-batil-inanclarin-insan-psikolojisindeki-etkileri-373.html

 

(Visited 45 times, 1 visits today)