Yaşadığımız çevredeki sosyal ve ekonomik etkenler insan hayatının çok büyük bir bölümünü şekillendirip yaşamlarımızı nerede, nasıl ve hangi koşullarda devam ettireceğimizi belirlemektedir. Buna bağlı olarak ekonomik durumumuzu şekillendiren en büyük etken tabii ki de ülkelerin kendilerine özgü ürettikleri para ve para birimlerinin günümüz politik ve çevresel koşulların değişimi nedeniyle değerlerinin sürekli bir değişim süreci geçirmesidir.
Para biriminin değerindeki ani ve yüksek frekanslı değişimler aynı zamanda kur şoku olarak da biliniyor. Kur şoklarının enflasyondan faiz oranlarına, ithalat ve ihracata olan etkileri yüzünden ülke vatandaşlarının harcamalarını, temel yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamaları zorlaşıyor ve ülkenin işsizlik ve göç oranları artmaya başlıyor. Toplumun bazı kesimleri para birimlerinin kaldırılıp sadece bir adet para birimi olmasının dünyayı çok daha yaşanılabilir bir hale getirebileceğini savunuyor. Oysa bu değişimin gerçekleşmesi için gezegen üzerinde bulunan düzenin tamamen değişmesi gerektiği göz ardı ediliyor.
Günden güne globalleşmeye devam eden sistemin içinde kullanılmakta olan para birimlerinin çoğu zaten dolar endeksli olduğu ve kabul edildiği için her ne kadar ülkelere özel para birimlerinin olduğu kabul edilse de dünyanın yavaşça tekelleşmeye devam ettiği göz ardı edilemez bir gerçektir. Fakat tek bir para biriminin tüm dünya ülkeleri tarafından benimsenmesi ve kabul edilmesini gerçekleştirmek günümüz şartları altında neredeyse imkansıza yakın olacaktır. Ülkelerden bağımsızlıklarını almayı teklif etmek ile neredeyse aynı değerde bir taleptir. Böyle bir uygulamanın gerçekleşmesini mümkün kılacak tek değişiklik tüm dünyayı tek bir çatı altında toplayıp her toplum, ırk ve hatta her düşünce yapısını tek bir yerde buluşturmayı başarmak olacaktır. Bu varsayımın da gerçekleşme ihtimalinin neredeyse olmadığı düşünülürse bu uygulamayı ortaya koymak anlamsız bir çabadan başka bir şey olmayacaktır. Bunun sebebi ise devletlerin toplum ve halk için değil, yönetici çıkarları bazlı yönetilmesi ve alınan kararların refah seviyesini artırmaya yönelik değil, elde güç bulundurmaya yönelik olmasıdır. Çıkar ilişkileri ile yaşamını sürdüren her toplum bağımsız bir ekonomi sahibi olma eğilimindedir ve bu nedenle dünyada tek bir para birimi kullanılması mümkün değildir.
Dünya ekonomisi gün geçtikçe gelişmekte ve bu gelişimle birlikte kaçınılmaz olan bazı ülkelerin çöküşleri de gerçekleşmektedir. Ülkelerin uyguladıkları dış politikalar ve kendilerini diğer ülkelere yansıttıkları kültürel ve turistik şekiller de bu ekonomik yükseliş ve çöküşü etkilemektedir. Para birimlerinin değişmesi bu politik ve siyasal yansımayı değiştirecek, milletler arası bir kaos ortamına sebebiyet verecektir. Kültür şoku denilen deneyim yalnız ülkeler arası seyahat eden, farklı ülkelere göç eden bireyler arasında değil, neredeyse dünyanın çoğu bölgesinde varlık gösterecek, birey psikolojisi ve ikili ilişkilerdeki dengeyi tamamen bozacak, yani düzeni kökünden değiştirmeye başlayacaktır. Bu nedenle ülkeler arası farklı ekonomik yaklaşımlar, farklı para birimleri kullanılması hem siyasal, hem kültürel açıdan en iyisi olacaktır.
Bir sonuca varacak olursak, para ve para birimi kavramları her ne kadar sabit ve katı birer olgu olarak görülse de ülke ekonomilerine verdikleri etkiler ve sonuçları bu kavramların aslında ne kadar kırılgan ve değişken olduğunu kanıtlar nitelikte. Bu yüzden her ülkenin kendi para birimini kullanmaya devam etmesi ve ani bir değişimle değil, zamanla gelişecek bir düzenlemeyle bu kavramın kendine özgü yeni bir form alması muhtemel olabilir.