Sanat ve bilim hayatın bütün boyutlarında doğru düşünme ve güzel olanı arama süreçleridir. Bilim doğruya sanat güzele odaklanır. Sanatla birlikte bilimin de amacı insanı ve dünyayı bir yandan anlamak bir yandan da yorumlamaktır.
”bilim ve sanat bir kuşun iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olur.” der Darwin. Bu sözünde ise gayet haklıdır. Çünkü çağlar boyu birçok halk bu şekilde gelişmiştir. Bu milletlerden verebileceğimiz en iyi örnek Portekizlilerdir. Portekizliler 16.yüzyılda denizcilik alanında büyük ilerleme gösterirler. Bu gelişmeler onları gök bilimi, deniz bilimi gibi çeşitli bilim dallarında ilerletir. Daha sonra kendilerine has olan azulejos’u kullanırlar (Portekiz çinisi) 17.yüzyılda ise Portekizli kadınlar kocalarının, nişanlılarının ve sevgililerinin uzak deniz yolculuklarına gittiklerinde bir daha geri dönmelerini ümit edip, sevdiklerinin ardından yaktıkları ağıtları bir şarkı haline getirmişler ve buna fado demişler. İlerleyen yüzyıllarda gücünü kaybeden Portekiz tahtını Rusya’ya bırakır. Rusya -1975’te ki adıyla Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği- Amerika’yla mücadele ettiği dönemde Sovyetler askeri teknolojide gelişerek kendi atom bombalarını ürettiler. Rejimlerini öven yeni bir milli marş yazdılar. Kendi korolarını kurdular ve marşlar yazıp bestelediler. 1991 senesinde Sovyetler 15 ülkeye dağıldıktan sonra Rusya arkasında hiçbir varis bırakmadan ayrıldı. Günümüzde bu tahta çeşitli talipler var. Bu talipler; Fransa, Yunanistan, İran, Türkiye, Almanya, Japonya, Avustralya ve Çin’dir. Bu yüzden kimse yeni özgür topluma karar veremiyor. Öte yandan hem bilime hem de sanatın güzelliklerine erişemeyip muasır medeniyet olamayanlar devletler de vardır. Bu ülkeler ise çoğunlukla Afrika da ve Güney Asya da bulunan ülkelerdir. Sebebi ise çoğunlukla Avrupalılar tarafından sömürülmeleridir. Sömürülmüş, asimile olmuş bir milletin muzaffer, özgür ve gelişmiş olması kim bekleyebilir ki ? Bu sömürge sanatıyla muzaffer olmayı başarabilmiş tek bir millet var onlar da İngilizler. Hatta bu yöntemle ülkelerini o kadar genişlettiler ki ülkeleri ” Üzerinde güneş batmayan imparatorluk ” olarak anılıyordu. Peki sonucu ne oldu kocaman bir kültür katliamı. Avustralya’da Aborjinler, Yeni Zelenda da Mauriler, Araplar, Afrikalılar gibi pek çok ırkın kültürünü yok ettikleri için bu ırklar bir kuş gibi kanatlanıp özgür olamadılar.
Darwin’in sözünde tam anlatmak istediği şey özgür olup yaşamak isteyen her milletin sanat dalında daha sonra ülkelerinin teknolojilerini ve ilim yeteneklerini geliştirmeleri gerektiğidir. Ancak bu iki şartı yapabilen milletler bir kuşun iki kanadı misali kanatlanıp uçmaları mümkündür. Yoksa yerinde sayan bir köleden farkımız olmaz.