Tutkularım Neler ?

 

Başarılı olmak için çok kısa yollar vardır ve birisi de ne yaparsan yap yaptığın işi en iyi şekilde yapmaktır. Hakkını vererek yaptığın her şey aslında senin gittiğin yolu yol yapar ve bu yolda giderken yaptığın işte tutkulu olman, severek yapman ve motivasyonunu yüksek tutman seni bu yolda engellere karşı daha güçlü olmanı sağlayacaktır.

Yaptığı işe hakkını verenleri maalesef ki şu dönemde pek sık görmemekteyim bu Türkiye ile mi alakalı yoksa Dünya’da mı böyle bir sorun var bunu pek yakından araştırmasam da gözlemlerim Türkiye’de çocukların birey olma yaşının geciktiğini ve bunula birlikte onları doğru yönlendirmemek, onlara coşku verecek şeyleri bulmamak, arkasından gitmelerini sağlamamaktayız bu da tamamen sadece çevre baskısının sonucu diyebiliriz. Aileler üniversite sınavında başarılı olsun deyip sadece kendilerince başarılı işleri çocuklarına yapması için diretmektedirler. Oysaki bir çocuk eğer resim yapmada başarılıysa ressam olsun ya da yemek yapmayı seviyorsa aşçı olsun demek onlara hep zor gelmiştir. Bu durum da bizi başarısız ve hayatı boyunca mutsuz insanları toplumda harcayıp yok etmemize sebep oluyor.

Bir çocuk üniversiteye geçtiğinde aslında zor bir süreci atlatmıştır fakat daha da zor bir sürece adım atmaktadır. Bu geçiş süresince de “Beni hayatta ne heyecanlandırır?” diye kendilerine sormaları gerekmektedir çünkü üniversite bittiğinde seçtiği alanda topluma katkı sağlaması beklenmektedir. Bu süreçte insanların en büyük hatası “Hangi işi yapmalıyım?” diye kendilerine sormasıdır onun yerine “Benim tutkularım ne?” diyerek alacağı cevapla kendisiyle tanışması ve bu süreçte de bir şeyler yapması gerekmektedir.

Bu konuda da Harvard Üniversitesi, öğrencileri için doğru yolu seçtiklerini en iyi üniversiteler listesinde adını göstererek kanıtlamıştır. Yaptıkları sistemde öğrenciler ilk iki sene içerisinde tutkularını bulmaları ve son senelerinde onları heyecanlandıran şeyler için çalışmalarını sağlamışlardır. Bu yöntemi kendi adıma da değerlendirecek olursam daha tutkularımı tam anlamıyla keşfetmeden ve bunları keşfedecek fırsat bulamadan hayatım boyunca kazık çakacağım işi bir sene içerisinde belirlemek bana mantıksız gelmekle birlikte beni endişelendirmektedir. Bu konuda ülkece gelişilmesi gerektiğini düşünmekteyim.

Sevdiğimiz işi bulduktan sonra da en iyisi olmak için çabalamak çok doğru olacaktır çünkü dünyada pek çok yazar, ressam, mühendis vs. vardır fakat biz sadece çok azını bilmekteyiz ve bu kişileri bilmemizi sağlayan ise o insanların işlerine duydukları sevgi ve çok çalışmaktan başka bir şey olamaz. Martin Luther King’in de dediği üzere “Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse Michelangelo’nun resim yaptığı, Bethoven’ın beste yaptığı veya Sheakspeare’in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes durup burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş desin.”

Uzun lafın kısası hayatımız boyunca yanlış şeylere odaklanıp mutsuzlukla kol kola yaşamaktansa kendimiz için en doğru olanı bulup, onu en iyi şekilde yapmak bizi başarıya götürmekle birlikte bizi tatmin edecektir. Bu seviyeye ulaşmak için gerekli olan tek şey ise yalnızca biziz.

 

(Visited 84 times, 1 visits today)