Dünya’da yaklaşık 8 milyar insan var. Bu insanların hepsinin hayatta farklı görevleri, sorumlulukları ve amaçları var. Herkesin hayallerinde kendi kişiliğine uygun bir meslek, herkesin yapmak istediği bir iş var. Kimi insanlar doktor olmak isterken kimisi avukat, kimisi öğretmen olmak istiyor.
Her ne kadar herkesin hayalinde bir meslek olsa da işler her zaman istediğimiz gibi gitmiyor ve hayat adı verilen yol üzerinde karşımıza bazı engeller çıkabiliyor. Sadece birkaç saat içinde tüm yaşam stilimiz değişebiliyor ve kendimizi hiç beklemediğimiz ve belki de hiç istemediğimiz bir pozisyonda bulabiliyoruz. Bu engeller sonucunda istediğimiz bir hayata kavuşamayınca belki kısa, belki de uzun sürecek olan bir sürece giriyoruz. Bu süreç içinde de istemediğimiz bir şekilde, mutsuz ve huzursuz yaşıyoruz. Bu zaman diliminde bazı insanlar istedikleri hayattan vazgeçiyor ve elinde olan ile idare ediyor, bazı insanlar da hayallerinde olan hayattan vazgeçmiyorlar ve ona ulaşmak için çabalıyorlar. Çabalayanların bir kısmı istediklerini başarıp hayallerini gerçekleştiriyor, diğer bir kısmı da ikinci kez engeller karşısında hayallerine ulaşamıyor ve tekrar deniyor ya da en başta yapmış olabileceği gibi pes ediyor.
Tüm insanların yaşadığı hayata göre davranış biçimleri farklı olabiliyor. Hayalindeki hayata kavuşmayı başaranlar mutlu bir şekilde yaşayıp yaptıklarından, yaşadıklarından zevk alırken başaramayanlar sıkılmış bir şekilde yaşayıp, yaptıklarını zorla yapıp, yaşadıklarından zevk almıyorlar. Hayalini yaşamayan insanların sıkılmış olması onların yaptıkları işleri istemeden yapmasına, işe saygı duymamasına ve özen göstermemesine yol açıyor. Oysaki bu durum çok yanlış…
Hayatta her zaman istediğimiz şeyler olmayabilir, her zaman biz mutlu olmayabiliriz, istediğimiz bir şey yerine istemediğimiz bir şey yapmak zorunda kalabiliriz. Önemli olan ne olursa olsun bizim yapmak istediğimiz veya yapmak zorunda olduğumuz işi özenle yapmamızdır. Yaptığımız iş bize önemli gelmese bile her zaman önemlidir çünkü o işin yapılmasına ihtiyaç vardır. Mademki bizim yaptığımız iş birisi tarafından yapılmak zorunda o kişi neden biz olmayalım ki?
Yaptığımız iş mesleğimiz de olabilir. Biz doktor olmak istiyor olabiliriz ama hayatın önümüze çıkardığı engeller ve bizim verdiğimiz kararlar bizim bir öğretmen ya da bir çöpçü ya da bir avukat olmamıza neden olmuş olabilir. Her ne koşulda olursak olalım, her ne mesleği yaparsak yapalım düzgün yapmamız lazım. Hayatımız boyunca yaptığımız her şeyi düzgün, özenle, saygı duyarak, isteyerek ve severek yapmalıyız. Zaten biz bu gerekleri yerine getirince işimizi düzgün yapmış oluruz. Herkesin hatırlaması gereken tek şey işlerinin önemli olduğu ve onların işlerini iyi, düzgün yapması gerektiğidir.