Yediğimiz yiyeceklerin karakterimizi gösterdiği yadsınamaz bir gerçektir bana göre. Nihayetinde her insanın yemek zevki birbirinden farklıdır. Kimisi baharatlı ağır yiyecekleri kimisi daha hafif tatları kimisi acıyı kimisi tatlıyı sever. Bunu da ,vücudumuzu yöneten organ, beynimiz karar verir. Peki acaba yeme alışkanlıklarımız neden birbirinden farklı ?
Elbette ki bunu doğduğumuz bölge yetiştirilme tarzlarımız da etkilese de her insanın karakterinde ağır basan yönleri hangileriyse ona göre beynimizin de karakterimizle doğru orantılı olan yiyeceklere yöneldiği fikrinde katılmaktayım ben. Örneğin bilim adamlarının araştırmalarına göre bazı insanların neden baharatlı yiyeceklerin yarattığı yanma hissini sevdiği üzerine odaklanılmış ve sonucunda heyecan arayan kişilerin baharatlı yiyecekleri yeme potansiyelinin daha fazla olduğu keşfedilmiş. Katılımcıların kişilik tiplerinin yeme alışkanlıklarına etkisi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre ise vicdanlı insanlar meyve ve sebzeyi diğer insanlara göre daha fazla tüketiyorlar ve genel olarak daha sağlıklı besleniyorlar. Ayrıca Case Western Reserve Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre ise insanları mutlu etmeyi seven kişilerin , birisi ona eşlik ettiğinde daha fazla yemeğe meyilli olduğu tespit edilmiş. Günlük yaşama baktığımızda da yediğimiz yiyeceklerin karakterimizle doğru orantılı olduğunu gösteren birçok örnek bulabiliriz. Örneğin: tembel insanlar daha çok fast food’a ve uğraş gerektirmeyen yemeklere yönelirken, hareketli insanların üşenmeden daha sağlıklı ve fast food’a göre daha uğraş verici yemekler yöneldiği görülmekte. Bununla birlikte de doğduğumuz coğrafya da yemek yeme alışkanlıklarımızın karakterimizle doğru orantısını desteklemede. Örnek verecek olursak göçebe bir yaşam tarzında olan topluluklar sürekli hareket halinde oldukları için daha sağlıklı yemekler yemekteler. Aslında hareket halinde olmak ve yemek yemek birbirlerine çok zıt şeyler gibi dursa da dikkatlice ele alındığında birçok bağlantıları olduğu görülmekte.
Ülkemizin çok zengin bir yemek kültürü olduğundan yemeklerin karakterimizle olan orantısını kolay yoldan görmek daha mümkün. Etin de yeri ayrıdır ülkemizde. Kimimiz bulduğu her ortamda et yemek isterken gelişen yeni nesille birlikte etin vücudumuza bir yararı olmadığını savunup vejeteryan olmaya başlayan grubun sayısı da günden güne artmakta. Bazı uzmanlara göre et yemek insanda agresiflik yapıyor ve agresif olan insan et yemek istiyor. Bunu doğadaki hayvanlardan da anlayabileceğimizi söyleyen bazı uzmanlar etçil beslenen aslan gibi hayvanların otla beslenen koyun gibi hayvanlardan daha saldırgan olduğundan da çıkarabileceğimizi söylemekte. Bu teze katılan kişiler olmakla birlikte katılmayan da birçok kişi bulunmakta. Zaman içinde yapılabilecek olan bazı deneylerle birlikte bu konunun da açıklığa kavuşmasını isterim. Ve yazımı hepimizin farkında olmasak da karakterimizle aynı yönde olan yemekleri tercih ettiğimizi söyleyerek bitirmek isterim.
