Merhaba, ben Millie. Size hayatımdan bahsedeceğim. Amerika’da yaşıyordum. 8. sınıfa giden 73 kilo bir kızdım. Evet, obezdim ve tahmin edebileceğiniz kadarıyla çok çirkindim. Asla okuldaki güzel ve popüler kızlar gibi olamadım. Bir hayalim vardı. Manken olmak. Tabii bu imkansız gibi bir şey gibi geliyor olabilir. Zaten imkansız.
O zamanlar ponpon kızlar takımına katılmak için seçmelere girmeye karar vermiştim. Ama tabi ki Melanie varken beni mi seçeceklerdi? Ne kadar aptaldım. Melanie okulun popüler kızıydı. Çok güzel ve zengindi kendisi. Herkes onun iyi biri olduğunu düşünüyordu. Kimse gerçek yüzünü görmemişti. Bana kötü davranıyor, beni aşağılıyor ve küçümsüyordu. Doğal olarak okulun en yakışıklı çocuğu James ile ilişki içindeydiler. Herkes ondan hoşlanırdı, ben de onlara dahildim. Ama saçma hayaller kurmamalıydım.
Her neyse. Şimdi konumuza dönelim. Yine her zamanki gibi Melanie beni okulun bir köşesine çekmiş aşağılıyordu. James, Melanie’yi aramıştı. Konuştular. İyi kız rolünü oynuyordu Melanie. Konuşmaları bitmişti. Fakat Melanie telefonu kapatmayı unutmuş. Tabi James’te her şeyi duymuş. Ertesi gün Melanie’yi okulun koridorunda buluşmaya davet etmişti. Tüm koridorun ortasında Melanie’ye her şeyi duyduğunu anlattı ve ondan ayrıldı.
Bana yaklaştı. Kalbim çok hızlı atıyordu. Ölecek gibiydim. Yanıma yaklaştı ve bana çıkma teklifi etti. Ben de kabul ettim. Çok mutluydum. İlişkimiz hala devam ediyor. 2 yıldır evliyiz ve 1 çocuğumuz var. Ayrıca artık obez değilim. James sağ olsun. Onunla beraber başardık. O olmasaydı ne yapardım bilemiyorum. Güzelliğin iyilik olduğunu sanmak ne garip bir hayaldir!