Seni Seviyorum Adamım

 

-“Ölüm” sevmedim, “yaşamak” varken…

Aşkıyla ölümünden hemen önce karşılaşmış, onu çok kısıtlı bir zaman dilimine sığdırmış Kıbrıslı bir genç kız ve ona koca yüreğiyle sarılıp herkesin ölmeden önce gerçekleştirmek istediği hayalleri vardır ya hani yapacak cesareti veya fırsatı sadece o zaman bulabildiği, onları gerçekleştirmesini sağlayan balıkçı…img_7169

Aşka inanmayan biri olarak beni bu denli nasıl etkileyebilmişti bir aşk filmi? Samimiyeti, içtenliği, cana yakınlığıyla kalbinin, ruhunun, beklentilerinin kapılarını dünyaya açmamak üzere kapatan genç adamın kalbini kolayca çalabilmiş bir kız. Adamına yaşatacağı beklenmedik üzüntüyü vereceği aşkla telafi edeceğini düşünen kızın başrolde olduğu bir aşk hikayesi…

Kadın sevdi derin, gönlü yüce, karakterli, vicdanlı, duruşu asil balıkçıyı “adamım” diye. Adam sevdi onu kuş kadar kalbiyle gökyüzü kadar çok seven çocuk ruhlu, ölüme bu kadar yakın olduğunu bildiği halde içindeki masum çocukla adama gülümseyen kadını “kadınım” diye.

Kadın tutamadı adamına verdiği sözü bıraktı onu. Balıkçı kıyabilir miydi kadınını bırakmaya?Kıyamazdı. Kıyamadı. Sadece üzüldü kadınının gidişine. Kadın mutlu muydu sanıyorsunuz hiç değildi, onun için kolay mıydı adamını bırakmak? Çok zordu, çok. Bu bildiğimiz sıradan birbirine kırılmış kalplerin gidiş hikayelerinden değildi ama. Tertemiz bir aşkın ölümle kirleniş hikayesiydi. Ölüme koşarken bulmuştu adam kadınını, ölüm ona koşarken kaybetti.

Gizem Karaca ve Barış Kılıç’ın beraber rol aldığı bu güzel, her saniyesini bıkmaksızın ve kendinizi içinden karelere ait olmayı hissettiren, izlerken hem sizi aşka inandıran hem de yaşayacağınız üzüntüyü size izletip aşık olmaya korkutan kısaca aynı anda bir sürü duygu ve düşünceyi içinde bulabildiğiniz bir serüvenin somut hali.

Belki de ölümün mükafatıydı bu aşk ikisine de. Ne zordu aşk. Adam nasıl devam etti kadının ardından yaşamaya? Buna yaşamak denebilir miydi?

İşi ve aşkı tepetaklak olan müzik yapımcısı Berk Atağan, hayatında yeni bir sayfa açmak adına İstanbul’dan ayrılıp Kıbrıs’a yerleşip balıkçılığa başlar. Aradığı dinginliği, huzuru, sessizliği Kıbrıs’ta kendiyle baş başa 13 yıl boyunca yaşadığı evi ve teknesinde bulur. Hayatını değiştirecek ikinci bir krizi ise her anını deli dolu, duygu dolu bir macera edasıyla yaşayan Ezel ile yaşamış bulunur. Berk kendi gibi sessiz, sakin bir hayat yaşarken Ezel ile bu gerçek, mükemmele yakın aşk hikayesini nasıl yakalayabilmişti? İzleyen herkesin bir masal gibi dinleyebileceği, boğazları düğümleyen, dolmuş, ıslanmış gözlerle izlenen bir aşk hikayesi. Filmdeki Gizem Karaca’nın kalbi yumuşatan sesiyle okuduğu filmin genelini özetleyen şarkı. Adam yazdı, kadın söyledi.

Filmin sonlarına doğru hikaye kadının ölümüyle değil gidişiyle sonlanacak gibiydi aslında ama adam tuttuğu eli bırakmamak için kadınının peşinden gitti tanıştığı ilk andan son ana kadar kadınının hep yanında oldu ve elini son ana kadar bırakmadı. Onları ayıracak tek güç demek ki ölüm idi .Her masalın bir sonu vardır ya gerçek bir aşk masalı sadece ölümle sonlanabilirdi zaten.img_7181

 

(Visited 506 times, 1 visits today)