Kütüphaneler bana her zaman kendimi bulduğum yer olarak gelir. Ne zaman kafamı toplamak istesem ya da kafamı dağıtmak istesem stresimi azaltmak için kütüphaneye giderim. Bilim kurgu kitaplarının içinde kendimi bulmak bazen çok zor oluyor. Yine kafamı toplamak için kütüphaneye gitmiştim. Ertesi gün çok önemli bir sınavım vardı.Neredeyse bir senedir bu sınava hazırlanıyordum. Ama olacaklardan habersizdim.
Aşk romanlarının olduğu rafların orada yürüyordum. İnsanların kitap okuduğu yerde bir adam oturuyordu. Geldiğimden beri bana bakıyordu. Korkunç bakışlarını üstümden çekmesi için ona dik dik baktım. Biraz daha ilerledikten sonra adamın yerinde olmadığını gördüm. Labirent gibi olan bu kütüphanede her an birinin karşına çıkması ve her an birini kaybetmen an meselesiydi. Olduğum yerde durdum ve iki üç saniye gözlerimi kapadım. Açtığımda gizemli adamla bir anda göz göze geldik. Gözlerini benden kaçırdı ve oturduğu yere tekrar döndü.Ben de kitapları karıştırmaya başladım. Bir tane ilgimi çeken kitap buldum ve oturdum.Kitabın arkasını okudum.Önünden birkaç sayfa okudum ve sayfaları bilinçsizce çevirmeye başladım. Kitabın 116.sayfasını çevirdim.Karşıma el yazısıyla yazılmış bir cep telefonu numarası çıktı.Yeni yazılmış gibiydi. Dokunduğumda mürekkebi dağıldı.Tabii ki hemen telefonumla aramaya çalışmadım.Neden yazılmış olduğunu düşündüm.Kim herkese açık olan bir kütüphaneye telefon numarasını yazardı ki? On dakikaya yakın düşündükten sonra telefonumu çıkardım ve numarayı yazdım. Aramalı mıydım? Yoksa aramamalı mıydım? Denemekten zarar gelmez diyip aradım.Bir anda bir telefon çalmaya başladı.Sessiz kütüphanede tek o telefon çalıyor.Ve baktığımda o gizemli adamın telefonunun çaldığını fark ettim.’Neden telefon numarasını yazar ki?’ diye düşündüm. Adam bana bakıyordu ben de adama bakıyordum.Çok utanç verici bir durum oluştu. Adamın doğru yöneldim.Adam hızlıca ayağa kalkıp koşmaya başladı.Kısık bir seste ona ‘Bekle.’ dedim. Adam beklemedi. Takip etmeye başladım.Kütüphaneden çıkmıştık artık.Tunalı sokaklarında hırsız polis oynuyorduk resmen.Adam bir anda bir ara sokağa girdi ve ben de aynı şekilde adamı takip ettim.
Adam durdu.Ona neden numarasını yazdığını,neden bana baktığını ve aynı zamanda neden benden kaçtığını sordum.Suratıma hala anlamsız boş bakışlarla bakıyordu. Ben de bağırarak neden beni takip ettiğini sordum. Kekelemeye ve ağlamaya başladı. Ve ben senin kardeşinim dedi.Olduğum yerde kaldım. ‘Ne? Nasıl yani?’ Bunun imkansız olduğunu söyledim. Benim tek kardeş olduğumu ve başka kardeşimin olmadığını söyledim. O da bana onun da yeni öğrendiğini söyledi.Annemin benden ne sakladığını yeni öğrenmiştim ve bu durum beni çok derinden etkilemişti.