İki çocuk sınıfın camını kırdığında öğretmenin ikisine de 20 kez “Benim adım x ve yaptığım şeyden dolayı pişmanım.” yazdırması, yani ikisine de aynı suçu işledikleri için aynı cezayı vermesi doğru geliyor değil mi? Peki birinin adının Abdurrahman diğerininkinin Ali olduğunu örendiğinizde de pek adil geliyor mu? Öğretmenimizin ikisinin durum farkını yoktan sayıp eşit davranması, adil davranmış gibi gelmiyor bana. Eşit davranması adil davrandığı anlamına geldi mi gerçekten?
Tartışacağımız bu soruya geçmeden önce, eşitlik de ne ve adaletten ne farkı var? Benim tanımımca eşitlik kişinin durumuna bakılmadan –cinsiyet, ırk, din ve siyasi görüşler haricinde- , adalet ise kişinin durumuna göre hak ettiği muameleyi görmesi durumudur. Örneklemem gerekirse, 2 kurabiyeyi iki çocuğa vermek eşitlik, iki kurabiyeyi de aç olan tek bir çocuğa vermek adalettir benim için. Belli edebildiğimden emin değilim o yüzden her vicdanı olan insanın neyi kimlere nasıl vereceğini koşulları gözden geçirerek adilce kararına varması gerektiğini düşünmekteyim. Bazı insanlar özeldir – tekrarlıyorum, durum hakkında konuşmaktayım, kişinin seçemediği veya tartışmaya açık konular değildir konum-. Bazısı diğerinden aç, daha eğitimli, sağlığı bozuk olabilir. Sağır bir insanla normal bir insanla konuşabildiğiniz gibi konuşamazsınız ya da daha kilolu olan bir insanın zayıf olandan daha iyi koşamayacağını bilirsiniz ve mantığınıza göre hareket edersiniz ya, işte demeye çalıştığım budur. Herkes farklı bulundukları koşullar altında değerlendirilmelidir. Sadece herkes eşit koşullar altında ise eşit sonuçlarda bulunulmalıdır.
Soruma geri dönersek, kısa cevap olarak açıklayayım. Hayır, her konu da eşit davranmak adaletli davrandınız demek değildir. Karşılaştırdığınız insanların, karşılaştırılma nedenlerinin aynı olması onları o konudaki haklarının veya zayıflıklarının yok sayılması demek olamaz, olmamalı. Herkes hak ettiği muameleyi görmeli, kendi hak ettikleri muameleyi; bir başkasıyla aynı muameleyi değil.