İşte gene yılbaşı yaklaşıyor ve tabi ki de benim doğum günümde geliyor . Annemler geçen sene bana kıyafet almışlardı, ama ben bu sene kullanabileceğim acayip ve değişik bir şey istiyorum giyecek değil.
Akşam, annemler eve geldiğinde sana bir sürprizimiz var demesinler mi? Sordum ne diye, annem hiçbir şey söylemedi babam ise “Tahmin et” dedi. İnatla soruyordum ama söylemiyorlardı, demek ki önemli bir şey diye düşündüm. Sonra baktım ki hiç de önemli bir şey değilmiş. Çünkü bana yılbaşı hediyesi olarak bir halı almışlar bir de mutlu olayım diye uçan halı demişlerdi. Ne gerek vardı ki halıya, insan ya eşya ya da oyuncak alır. Halı ne demek?
Neyse bir deneyeyim dedim halıyı tam odama götürürken babam” Sakın ona dokunma!” dedi. Şaşkın bir yüzle ona baktım oda bana bakıp” Şaka şaka, al götür odana.” dedi. Ben de götürdüm açtım. Yuvarlak, rengi sarı ve mordu, dokusu ise çok sertti, içimden “Ne kötü bu halı. ”dedim. Oturdum üstüne hiçbir şey olmadı. Zaten uçacağını da tahmin etmiyordum. Sonra aklıma bir şey geldi, acaba “Uç bakalım halı uç!” mu demem lazımdı? Bunu da denedim ilk başta bir şey olmadı, tam kalkıp içeriye gidecekken halı kıpırdadı. Hemen fırladım halıdan derin bir nefes aldım rahatlamaya çalıştım. Sonra halıya baktım, halı havada dans ediyordu. Bir sağa bir sola, sonra bir yukarıya bir aşağıya hareketler içindeydi. Gözlerim fal taşı gibi açıldı çok şaşkındım. Gözümü ovaladım ama halı havadaydı, kapatıp açtım ama hala halı havada dans ediyordu. Anneme koştum ve ağzımdan tek bir kelime çıktı. “Uçuyor” annem normalmiş gibi baktı.
Akşam yemekte durumu babama anlattım. Ve sonra da bu halıyı değiştirmek istediğimi söyledim, annem ve babam şaşkın şaşkın bana bakıp. “Kızım sen iyi misin? Uçan bir halıyı kim istemez ki.” dedi babam. “Ben istemem bu bana göre değil.” dedim. Neyse halıyı ertesi gün iade ettik. Ben de bundan sonra acayip ve farklı hediyeler istemekten vazgeçtim.