8 Mart sabahı uyandı. Güne her zamanki gibi başladı. Hazırlandı ve evden çıktı. Dışarıya çıktığında ilk başta tesadüf olduğunu düşündüğü bu durum gerçeği anlayınca onu korkuttu. Dışarıda hiç erkek yoktu. Simitçi kadındı, otobüs şoförü kadın, taksiciler kadın, herkes kadın…
Kadınların her işi başardığını görmek güzeldi fakat babası, erkek kardeşi ve öğretmeni için endişelendi. Sevdiği ve tanıdığı tüm erkekler neredeydi? Okula gitti ve öğretmeninin değiştiğini, kadın öğretmen geldiğini gördü. Sınıf arkadaşları da sadece kızlardı. Daha da paniklemişti. Arkadaşlarıyla teneffüste konuşmak için sabırsızlandı ve nihayet teneffüs zili çaldı. Hemen kız arkadaşlarıyla toplanıp bugün hiç erkek gördünüz mü diye herkes birbirlerine sormaya başladı. Kimse erkek görmemişti. Akşam olmasını sabırsızlıkla bekledi ve koşarak eve gitti. Çok şükür ki babası ve erkek kardeşi evdeydi. Artık rahat bir nefes almıştı. Babası günün nasıl geçti diye sordu. “Her yerde sadece kadınlar vardı, her yer tertemizdi, çok güzel kokuyordu, düzenliydi ve güvenliydi” dedi. Mesela otobüs şoförü kadın bana gülümsedi ve nazik davrandı. Simitçi tepsisini taşırken biraz zorlandı ama diğer kadınlar ona yardım etti. Kimse kadın dediğin bu işi yapar mı demedi çünkü herkes kadındı ve her işi başardı. Kimse evine karanlıkta yürümekten korkmadı…
Güçlerimizin farklı olması sebebiyle farklıyız ama aslında insan olarak eşitiz ve aynıyız dedi babasına. Erkeklerin kadınlara, tüm insanların birbirine, doğaya, hayvanlara iyi ve adaletli davranmasının ne kadar önemli olduğunu herkes bir kez daha anladı…