Biz insanlar aslında lideri yalnızca düştüğümüz zaman ararız.Çünkü lider bizim için yalnızca yardım eli olarak görülür.Eğer her şey yolundaysa karşınıza çıkan liderlere karşı politika oluşturursunuz.Buna örnek ise düşüncelerimizi veya duygularımızı örnek gösterebiliriz.Duygu ve düşünceler bizi kaygıda da bırakıp çaresizliğe düştüğümüzde bir tutunacağımız bir lider olarak gelebilir eğer kolayımıza geliyorsa ya da kendimizi onlardan kurtarmak için bir yardım eli yani lider arayışına çıkabiliriz.Uzun lafın kısası insanlar ve devletler kendi liderini bulabilmek için elbet bir düşüşe ihtiyacı vardır.Lider ise o insanı ya da devleti olduğu konumdan aşağı çekmeyene ve daha da yülseltene denmelidir.
1981 yılında ise o zamanlar Osmanlı devletine ait olan Yunanistan’ın Selanik şehrinde gözlerini açmıştı.Adı Mustafa’ydı.Yıllar geçti ve o Mustafa büyüdü.Sokakta yürüyen üniformalı askerleri gördüğünde dikkatini çekmişti ve o yola adım atmaya kararlıydı.Okulunun devam ettiği süreçte en sevdiği ders olan matematiğin ders öğretmeninin adı da da Mustafa’ydı.Matematik öğretmeni Mustafa “Senin adın da benim adım da Mustafa bundan sonra senin adın Mustafa Kemal olsun.” diyerek adının son haline getiriyor lakin fazla uzun sürmeden yeni bir ad daha kazanıyor.Bu ad ise Atatürk’tür.
Osmanlı’nın çökmesine az kala Mustafa Kemal o çok istediği üniformaya sahip oluyor.Okuduğu kitaplar ve dehası sayesinde stratejik zekası ile düşmanların nasıl savaşacağını tahmin ederek engel oluyordu.Daha teymen iken iyi bir lider olan Mustafa Kemal ona engel olmaya çalışanlara rağmen halkı kongrelerde toplayarak kuvay-ı milliyeyi oluşturuyor.Böylelikle toprağımızı dedelerimiz ve ninelerimiz Mustafa Kemal önderliğinde düşmanı denize dökmeye başarıyor.Türkiye Cumhuriyetini kuran ileri görüşlü asker ise Atatürk ünvanını böylelikle alıyor ve nasıl lider olunacağını ve bir liderin ne yapması gerektiğini tüm dünyaya göstermiştir.Tarihe adını kazıtan ulu önder Atatürk ise son nefesine kadar yoktan var ettiği bu devleti çağdaşlar devletler arasına sokabilmek için devrimler yapmaya devam etmektedir.Ancak o güzel adam her tarih kitabında yazıldığı gibi 10 Kasım 1938’de saat 09.05’te hayata gözlerini yumdu ve arkasından biz,evlatları tonlarca gözyaşı ve bitmeyen bir yas armağan ettik.Biyolojik olarak bu ölüm doktorlar tarafından kabul edilse de aslında hala bende,sende ve hepimizde yaşamaya devam ediyor.Atatürk’ün dediği “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak beni unutturmak isteyenlere türk genci asla izin vermeyecektir.” bu söz gibi biz asla unutmayacağız ve unutturmayacağız.Düşman devlet liderinin dediği gibi böyle bir insan ancak ve ancak 100 yıl da bir dünyaya gelir.
Bunca seveni olan bir lider için herkesin ziyaret edebileceği ve merkezi konumda olan bir kabir layık olabilirdi.Bu yüzden Atatürk hayata gözlerini yumduktan sonra bir süreliğine etnografya müzesinde yatmış ve o süre için Türkiye’nin başkentine yapılmakta olan Anıtkabir’in inşaatı sürmekteydi.İnşaat tamamlanınca oraya defnedilen Mustafa Kemal Atatürk huzur içinde uykusuna devam etmiştir.Her gün ise bir çok ziyaretçi dünyanın çeşitli yerlerinden Anıtkabir’e atamızı ziyareten gelmeye devam ediyor.Üstelik ziyaretçi artışı bayramlarda ve 10 Kasım’da misliyle artıp Anıtkabir’e sığılmaz hale geliyor.Geçtiğimiz 10 Kasım’da tarihen 2017’de Elon Musk’ın ziyareti dünya basınına yansıtıldı ve Elon Musk’ın sözleri “Yurtta barış Dünya’da barış felsefesi için kaburgasında akciğerine batan 3 kırık ve akciğerinde bir boşlukla savaşmış,pes etmemiş olan Atatürk gibi ben de dünyanın daha iyi bir hal alması için daha çok çalışmam gerekir.”demiştir.
Ayrıca Kemal Sunal’ın da doğum günü 10 Kasım olmasına rağmen aşağı yıkarı şu sözleri söylemiştir:Atatürk’ün ölüm tarihi benim en mutlu günüm olamaz o gün yas günüdür ve bizde özlemle anacağız.Resmi doğum tarihim her şeye rağmen 10 Kasım olsa da benim doğum günüm 11 Kasım’dır.
Biz ise Atatürk’ün 79.ölüm yıl dönümünü saygı ve minnetle anıyoruz.