Soğuk tüm benliğimi ele geçirmişti.Öyleydi ki tüm hücrelerimi ayaklandırmıştı.Bunu her seferinde yaşıyor olmak rahatsız etmiyordu artık beni. Alışmıştım. Her gün aynı rüzgarın altında bir sağa bir sola uçak misali savruluyordum ve açıkçası bu zamanla benim eğlencem olmuştu. Fakat bu gün daha da bir soğuktu ve ayakta kalabilmeme şaşırmıyor değildim. Gözlüklerime düşerek görmemi engelleyen kar taneleri hızını arttırmış ve sis bulutları soğuğun elçisi olmuştu.Ben de adımlarımı hızlandırarak okulun yolunu tuttum. Okula çok az kalmıştı ki okulun hemen karşı yolunda adını bilmediğim o adamı yine gördüm. Normalde de korkunç olan adam bu sefer daha da korkunç ve somurtkan gözüküyordu. Okuldaki tüm çocuklar ondan korkuyorduk ve yüzüne dahi bakamıyorduk. Ben tam ona bakarken bir yandan da kaldırımda yürüyordum ki ayağımın kaymasıyla vücudumu yerde buldum. Aynı anda başıma giren ağrıyla beraber gözlerim kararmaya başladı. Engel olmaya çalıştım fakat hareket edemiyordum. Kendi gölgemde kaybolmuş gibiydim ve korkuyordum. Gözlerim yavaşça kapanırken gördüğüm en son şey bir çift kirli ayakkabıdan başka bir şey değildir.
Gözlerimi araladığımda gördüğüm görüntüyle beraber kısa süreli bir şok geçirdim. O korktuğum adamın tam da evindeydim ve koltuğunda öylece yatıyordum. Korkuyla doğruldum ve ayaklandım. Buraya ben nasıl gelmiştim bilmiyordum fakat bir an önce çıkmam gerekiyordu. Odada bir sağa bir sola dönüyor ne yapacağımı düşünüyordum ki başıma giren büyük ağrıyla sarsıldım. Tam o sırada içeri elinde bir bardak suyla adamın girmesiyle beraber korkuyla başımın ağrısını unuttum ve köşeye çekildim. Korktuğumu anlamış gibi, ” Sadece su getirdim sakin ol evladım.” dedi. Şaşırmıştım. Sakince uzattığı suyu aldım ve içtim. O ana kadar bu kadar susadığımı fark etmemiştim bile. Doğrularak koltuğa geçtim ve konuşmaya başladım, ” Beni siz mi buraya getirdiniz? Neden buradayım?” Yaşlı adam derince bir nefes aldı ve ” Dışarıdan ne kadar soğuk göründüğümün farkındayım yavrum fakat ben de bir insan olarak yardımcı olmak istedim.” dedi. Düşünceli bir şekilde başımı salladım. Bazen beklemediğin insanlardan beklenmedik şeyler karşına gelebiliyordu işte. Orada bana yardım etmeyebilirdi ve etmeseydi şu anda beynim çoktan donmuş olabilir hatta ölmüş bile olabilirdim. ” Çok teşekkür ederim bana yardımcı olduğunuz için. Annemler çok merak etmişlerdir beni artık gitsem iyi olur ama bu iyiliğinizi asla unutmayacağım.” diyerek doğruldum. ” Ne demek kızım sen iyi ol da.” Yaşlı amcanın yanına giderek sarıldım ve tekrar teşekkür ederek evden çıktım. Ve ertesi gün de tüm arkadaşlarıma bunu anlattığımda çok şaşırılar. Aslında bu olayla beraber hem onlara hem de kedime bir ders vermiş olmuştum. Dedikleri gibi, görünüşe göre hüküm vermeyin, zengin bir kalp ucuz bir ceketin altında olabilir.