Canlılar yorulur ve bir süreden sonra dinlenmeye ihtiyaç duyarlar. Eğer doğru uzunluklarda molalar vermezlerse insan gibi canlılar efektivliğini kaybeder ve doğru düşünemezler. Bu yüzden okullarda tenefüsler, iş yerlerinde mollalar ve haftalarda 2 gün tatil vardır. Bazen bu talliler kurumdan kuruma değişir. Kimi 1 saatlik öğlen molası yapar kimisi 30 dakika ama bu gerçekten yeterli mi ve genel bir kural ve ya kısıtlama olmalı mı?
İnsan beyni bir noktadan sonra kafasına giren bilgiyi derleyemez ve bir kulaktan giren bilgi diyerinden çıkar. Bunun nedeni çalışma, effektivlik orantısının 25-30 dk dan sonra düşmesidir. Biraz kısa bir zaman kibi ğörülebilir fakat aslında uzun süreler çalışıp 15-20 dakikalık molalardan daha akıcı bir yöntemdir. Hızlı molalar bilgi akışını bozmaz ve anlaşılmayan yereler daha azdır çünki çalışma süreleri az fakat seridir.
Bu tabii ki olayların iş kısmı şimdi ise piskolojik kısımına değinmeliyiz. Kendimi ifade etmek gerekirse ben okulda iken üst üste, molasız blog derslerden nefret ederim ikinci ders özellikle birşey anlamak için iyice odaklanmam veo dersle ilgilenmem gerekir fakat kendimde bazen o isteğide bulamam. Üstüne bundan farklı bir problem olduğunuda düşünüyorum . Ders saatlerinin 5 dk kesilip tenefüslere aktarılması anlattığım zaman effektivlik orantısına daha iyi uyuyor. Dersteki o 5 dk`nın boş geçtiğini ve öğrencilerin odaklanmadıgını fark ettim. Bunun nedeni artık ilgi duymamamaları ve bunalmış olmalarından dolayı kaynaklanıyor kendilerini, saate bakıp tesselle etmeleri onları mutlu ve enerjettik hissettiriyor ve sonuçta çalışma isteği oturuyor.
Amerika`da offis saatleri günde 8`den 4.30`a kadar 8.30 saatlik çalışma sunuyor. Ben bunu gayet rahat bir program ve saat olarak görüyorum mola olaraksa her 35 dakikada bir 15 dakikalık sabah kahve molası ardından devamının 35`e 10 olması nın oradakilerin hem mental hem de üretimciliği için en iyisi olduğunu düşünüyorum. Öğle arası da 1.30 saatlik olması bence iddaal. Sonuçda bence bu her uygun işler için bir standart olmalı.