29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyet ilan edildi. O zamanlar Osmanlı Devleti güçsüzdü. Savaş vardı, vatandaş açtı hatta kalacak yerleri yoktu. Sadece bir kazanma umudu ile bekliyorlardı. Çocuklar sokaklardaydı, sanayi yok denecek kadar azdı. Padişahlar yönetiyorlardı ülkeyi ve halk mutlu değildi. Kadınlara değer verilmiyordu. Kurtuluş Savaşı üç cephede birden devam ediyordu, her bir yandan saldırıyordu düşman, halk kendini feda ediyordu, kadınlar savaşıyordu, bir sürü şehit düşüyordu. Atatürk cephede askerleri yönetiyor, elinden geleni yapıyordu. Askerlerimiz canla başla savaşıyordu, çocukların ve halkın çoğu hayatını kaybediyordu. En sonunda Atatürk Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkma kararı aldı. Bir sürü köy, mahalle ve şehir gezdi, halkla konuştu. Atatürk kongreler düzenledi ve genelgeler yayınladı çünkü halka ulaşmanın tek yolu oydu. Sonra Ankara’ya gitti ve TBMM’yi kurdu. Bazı kararlar aldı, gece gündüz çalıştı, yemek yemedi, su içmedi, yatmadı, uyumadı. O sırada askerlerimiz canlarını dişlerine taktılar ve canla başla savaştılar. Durumun farkında olan halk ailelerini, arkadaşlarını bırakıp cephelere dağıldılar. Ardından düşmanı ilk doğu, sonra güney, ardından da batı cephesinden temizlediler. Halk bundan sonra çok mutluydu. Herkes neşe içindeydi ve o tarihten sonra, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ilan edildi. Sanayi gelişti, padişahlık sistemi kalktı, halk kendi yöneticisini seçebildi. Herkesin karnı doydu. Çocuklar evsiz kalmadı, kadınlara değer verildi. Yeni alfabe geldi. Mektepler açıldı, eğitim öğretime başlandı, hayvanlar aç ve barınaksız kalmadılar. O günden bugüne 29 Ekim’i neşeyle kutlarız ve atamızın bize yaptığı iyilikleri asla unutmayarak onu saygı, sevgi, şefkat ve niceleri ile onu anacağız.
CUMHURİYETİN KURULUŞU
(Visited 32 times, 1 visits today)