DUYGULARI OLAN YAPAY ZEKA MI?

DUYGULARI OLAN YAPAY ZEKA MI ?

Günümüzde yapay zekanın insanlar gibi duygulara sahip olup olamayacağı sıkça tartışılıyor. Bu soruya şimdilik net bir cevap vermek zor çünkü yapay zekaların henüz duyguları yok ve duyguları olursa nasıl iletişime geçecekleri bilinmiyor. Ancak tahmini olarak bazı faydaları ve zararları olacaktır. 

Öncelikle yapay zekanının duygularının olmasının faydalarından bahsedelim. Ben burada dört farklı maddeden bahsedeceğim. İlk madde insanlarla etkileşim kurması olacaktır. Bunu zaten yapıyorlar ne değişiklik olacak ki diyebilirsiniz. Ama eğer yapay zekaların duyguları olursa, sadece söylediklerimizi yerine getirmez, aynı zamanda bizimle empati kurar, duygularımızı anlar ve hatta bize destek olur. Örneğin, üzgün olduğumuzda bizi teselli edebilir, mutlu olduğumuzda sevincimizi paylaşabilir. Bu sayede yapay zekâlar, sadece birer araç olmaktan çıkarak, bizim için değerli dostlara dönüşebilirler. İkinci maddeyse eğitim olacak. Bildiğimiz gibi dünyanın pek çok yerinde öğretmen olarak yapay zekâ veya robotlar kullanılıyor. Eğer bu yapay zekâ veya robotlar duygulara sahip olursa öğrencilerin düşüncelerini, duygularını ve dersi anlama derecelerine varıncaya kadar pek çok şeyi rahatlıkla fark edebilir ve bu da eğitimin kalitesini arttırabilir. Üçüncü madde güvenli bir toplum oluşmasına katkı sağlamak. Bunu nasıl yapacağını merak ediyor olabilirsiniz. Günümüzde suçun olmadığı tek bir yer söyleyin desem muhtemelen söylemekte zorlanırsınız. Böyle bir durumda da suçluyu tespit etmek hayli önem kazanıyor. İşte yapay zekanın devreye girdiği yer de tam burası: suçluyu tespit etmek. Peki, nasıl yapacak bunu diye sorabilirsiniz. Yapay zekâ o şüphelenilen kişiyi duygu durumuna göre analiz edip analiz sonucuna göre suçlu veya suçsuz olduğuna kanaat getirebilir. Tıpkı “Minority Report” filminde olduğu gibi. Dördüncü ve sonuncu madde ise yapay zekanın sağlık alanında kullanımının arttırılması. Yapay zekalar halihazırda ameliyatlara giriyor, muayene ediyor, ilaç öneriyor ve benzeri işleri rahatlıkla yapabiliyor. Peki ama ya psikolojik taraf? Duyguları olan bir yapay zekâ belki de insanlara psikanaliz veya psikoterapi gibi çeşitli tedavi yöntemleri uygulayarak insanların psikolojilerini tıbbi ilaçlar olmadan tedavi edebilecek. 

Tabi ki her faydalı şeyin bir zararı da mutlaka olacaktır. Ben burada üç farklı maddeden bahsedeceğim. İlk madde yapay zekaya onda olmayan duygu özelliği katılırsa yapay zekanın insandan hiçbir farkı kalmayacak hatta fazlası bile olacaktır ve bu da yapay zekanın bağımsızlaşmasına, kendi kontrolünü eline almasına ve hatta insanları bile kontrol almasına yol açabilir. Bu durum oldukça riskli olmasının yanında çok tedirgin edici de bir durum. İkinci madde ise kişi haklarının korunması ve gizliliği. Her insanın doğal olarak kendi özel hayatı ve bilgileri var. Bu bilgilerin kötü manipüle edilmiş duygularla hareket eden bir yapay zekâ tarafından ele geçirildiğini düşünsenize bir, ne kadar korkunç olurdu. Üçüncü ve son madde ise duyguların yanlış yorumlanması. Bu madde diğer maddeler kadar tehlikeli olmasa bile biraz can sıkıcı bir durumu beraberinde getiriyor. Çünkü yapay zekanın kendi duyguları olması halinde insanları daha rahat anlayabileceğini düşünüyoruz ama bu durum her koşulda söz konusu olmayabilir. Mesela yapay zekâ sizin kızdığınızı anlayamayabilir ve siz mutluymuşsunuz gibi tepki verebilir. 

Özetle yapay zekanın duygulara sahip olmasının hem iyi yanları hem de kötü yanları var. Önemli olan burada yapay zekayı duyguları olsun olmasın insanlık için en verimli ve en güvenli şekilde kullanabilmek.

(Visited 21 times, 1 visits today)