Keşfedilmemiş Gezegene Yolculuk

Bir yaz günü kahvaltımı yapıyordum. Televizyondan gelen sesler dikkatimi çekti, hemen televizyonu holografik makineye bağladım ve dinlemeye başladım. Şöyle diyordu: “Bilim insanları yeni bir gezegen keşfetti ve bu gezegende insanların yaşayabileceği kaynakları buldular. Bu gezegene gitmek için iki kişi seçildi. Seçilen kişilerin telefonlarına konum gönderilecektir. Teşekkürler.”

Duyurudan beş saniye sonra telefonuma bir mesaj geldi. Hemen gönderilen konuma uçan arabamla gittim. Konum, NASA’nın önündeydi. Orada, seçilen ikinci kişinin sınıf arkadaşım Demir olduğunu gördüm. Birlikte NASA’ya girdik ve başkan Bill Nelson ile uzun bir sohbet ettik. Keşfettiğimiz yeni gezegenin adını “ÇD A-147” koymaya karar verdik. Yıllar süren eğitimden sonra fırlatma günü geldi. Demir ve ben ikimiz de hazırdık. Geri sayım başladı: 10, 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1… TAKEOFF!

Roket inanılmaz bir hızla ilerliyordu. Atmosferi geçtikten sonra ilk komşumuz Ay’ı geride bıraktık. İki üç gün sonra Mars’a vardık. Mars’tan ayrıldığımızda, tehlikeli asteroit kuşağında roketin üç yerinde hasar oluştu. Beş saatlik bir tamirden sonra yola devam ettik. Önümüzde hâlâ uzun bir mesafe olduğu için gemiyi ışık hızına geçirdik.

Orion Bulutu’nu hızla geçtik ve Andromeda Galaksisi’ne girdik. Gezegene hızlıca iniş yaptık. Etrafı incelediğimizde, hava, su, doğa, besin ve birçok tuhaf canlı olduğunu fark ettik. İlk gördüğümüz canlı, uçan bir tavşandı, ama vücudu yoktu, sadece kafası vardı. İkincisi hareket eden bir kardan adamdı. Üçüncü canlı ise oldukça komikti: Kafası kedi, vücudu köpekti. Etrafımızdaki meyveleri cihazımızla kontrol ettik ve hiçbiri zehirli çıkmadı. Tatları da oldukça güzeldi. Yıllar sonra, insanlar ÇD A-147’de yaşamaya başladı.

(Visited 87 times, 1 visits today)