8 MART

Evde annesinin hazırladığı enfes kahvaltıyı yerken fark etti ki babası ortada yoktu. Peki ya abisi? O hiç, hele bu saate kalkmazdı. Kahvaltının boğazında düğümlendiğini hissetti. Annesi durumu hemen fark etti ve bir bardak su verdi. Suyu içince annesine teşekkür edip odaları kontrol etmeye başladı. Ama hiç erkek yoktu. Bu durumu annesine söyledi. Annesi ona “Sen kafayı üşüttün herhalde. Bu evde bir tek sen ve ben yaşıyoruz.” dedi.

Annesinin sözleri onu iyice ürpertti. Hiçbir şey demeden çantasını alıp hızla sokağa çıktı. “8 Mart’ta dışarı çıktığında, ilk başta tesadüf olduğunu düşündüğü bu durumun gerçek olduğunu anladığında daha da korktu. Dışarıda hiç erkek yoktu. Simitçi kadındı, otobüs şoförü kadın, taksiciler kadındı. Herkes kadındı…”

Peki ya okuldaki erkek öğrenciler, kantinci, müdürleri? Tabii ki okulda hepsinin başına bir kadın geçmişti. Bu ona akıl almaz gibi gelmişti ama maalesef gerçekti. Dersler bitince evine doğru yola çıktı. Ama yolda bir kez daha şaşırdı. Pazar arabası düşen kadına yardım eden bir kadın, taksici kadının ekstra saygılı olması… Eve geldiğinde, evde pişen yemeğin huzuruna daha da doydu. Bir an gözüne bir ışık çarptı: O abisiydi.

Abisi, “Ohooo, kaç saattir uyuyorsun? Annem akşam yemeğini hazırladı, gel de yiyelim.”

İçinden, “Demek ki bunların hepsi bir rüyaymış.” diye geçirdi. Sonra kalktığı gibi bağırdı:

“ANNE, BABA, ABİ, BEN BİR RÜYA GÖRDÜM!”

Ve ailesinin bulunduğu odaya koşmaya başladı.

(Visited 6 times, 1 visits today)