Eğer Dünya’da hiç gece olmasaydı neler olurdu? Ben Alisa ve şimdi size asla gece olmayan ülkemdeki rutinimi anlatacağım. Öncelikle, uyuyabileyim diye aldığım simsiyah perdelerimi açar, güneşi hissederim. Güneş beni iliklerime kadar ısıtır. Sonrasında yüzümü yıkar, kahvaltımı yapar ve okula giderim. Okulumuz 09.00’da başladığı için okula 8.40 gibi varıyorum. Havanın karanlık olabildiği bir ülkeden geldiğim için, normalde o saatler karanlıktır fakat bizim ülkemizde her zaman aydınlıktır. Okulu atlıyorum çünkü sizinkinden bir farkı yok.
Şimdi farklı olan kısma gelelim. Sizin ülkenizde saat 7 civarı hava kararıyor ve 8 olmadan kapkaranlık oluyor. Biz ise, istediğimiz her zaman dışarı çıkabiliyor, istediğimiz zaman uyuyor ve istediğimiz saatte kalkıyoruz. Bana öyle şanslı falan demeyin çünkü buradaki herkes gecenin nasıl hissettirdiğini bilmek istiyor. Herkes elinde olmayanı istermiş. Her ne kadar her şey hoş olsa da, uyumak gerçek bir problem. Burada uyuyabilmek için benimki gibi kapkaranlık perdelere ihtiyacınız var ve maalesef çok sattığı için çok da pahalılar. Tabii eğer aydınlıkta uyuyabiliyorsanız (sabah güneş doğarken gibi değil, öğlen 1 civarı aydınlık ve sıcak düşünün) ne güzel! Bunun dışında çok bir problemimiz yok. Biri hariç…
Asla gece olmadığından, okul çok uzun sürüyor ve bu da öğrencilerin çok yorulmasına sebep oluyor. Yorulmuş öğrenci de evde gereken ver mi alamayınca bu başarısızlığa yol açıyor. Başarısız toplum ise eğitimsiz topluma yol açar. Bu da ülkemizi çöküşe götürüyor. Böyle güzel ve özel toprakları kaybetmek çok acı olurdu doğrusu. Ben farklı ülkeden geliyorum ama ben kendimi kurtarsam, arkadaşlarım, diğer insanlar ne yapacak? Onları da oracıkta bırakamayız ki! Bu da ülkemizin son problemi.
Sonuç olarak, her ne kadar her zaman gündüz olsa bile, her şeyin bir iyi yanı bir de kötü yanı vardır. Önemli olan kusurları değil, fırsatları görmektir. Bu yüzden ben de ülkemizin problemleri yerine güzel yanlarına bakıyorum.