Mutlu Bir Gün

Günlerden cumartesiydi. Bugün nedense diğer günlere göre daha bir mutlu uyandım. Bugün büyük bir maç vardı, maça gitmeyi iple çekiyordum. Kalktığımda ilk iş elimi ve yüzümü yıkamak oldu ve daha sonra güzel bir kahvaltı yapıp maç biletleri almak üzere telefonumun yanına koştum maç yurtdışında olduğundan uçak biletini ve otelin parasını halletmiştim o yüzden hemencecik maç biletlerini aldım. Uçağım saat 15.45’te kalkacaktı saat daha 11’di ve zamanım da bol olduğundan valizimi topladım ve oyun konsolumun başına geçtim. Oyuna çok daldığımdan saatin geçtiğinin farkına varmamışım. Hemen konsolumu kapatıp, valizimi alıp çıktım. Yolda trafik yoktu ve hemen uçuş yerine gittim. Uçuş yerine vardığımda hemen valizimi verip uçağa bindim 4 saatlik bir yolculuktan sonra valizimi alıp otele gittim. Maç saat 20.00’de başlayacaktı biraz dinlendikten sonra Barcelona-Real Madrid maçına gittim. İlk atakta Barcelona Lewandowski sayesinde golü attı maçın geri kalanı çok heyecanlı geçmedi diyecekken Real Madrid oyuncusu Valverde Sol kanattan topu aldığı gibi koşmaya başladı. Uzun bir koşunun ardından ortayı açtı ve Vinícius Júnior, röveşataya kalkıp topa vurduktan sonra tam gol olacakken 90 direğinden top döndü ve Benzema golü tamamladı. Maç çok iyiydi ve maç çıkışı bir umutla Real Madrid oyuncularının yanına gittim ve orda kaptan Benzema’yı gördüm hemen yanına koştum ve Benzema’ya birkaç soru sordum 1.sorum en büyük rakibiniz kim demek oldu. Benzema bu soruya Lewandowski adını verdi. 2. ise Ronaldo’yu özleyip özlemediğini sordum ve özlediğini belirtti. Benzema’yla bir fotoğraf çekinip otele gittim. Bugün benim en mutlu en iyi günümdü.

(Visited 10 times, 1 visits today)