Sabah çok mutlu bir şekilde uyandım. O gün arkadaşımla birlikte kampa gidecektik. Bize yardımcı olmak için ablası da gelecekti. Her şeyimi hazırladım.
Annem hepimizi kamp alanına, ormana götürdü. Etrafta kuru ağaçlar, otlar ve büyük kayalardan başka hiçbir şey yoktu. Kuşlar adeta şarkı söylüyordu. Tam çadırı kuracakken annemi ofisten çağırdılar. Doğrusu annem gidince biraz korkmaya başladım.
Hepimiz çok acıkmıştık. Balık tutmak için getirdiğim oltayı almaya gittim. Ama yoktu annemin arabasında kalmıştı. İp ve ağaç dallarından bir olta yaptık. Bir ateş yakıp tuttuğumuz balıkları pişirip yedik.
Arkadaşımın ablası çok maceracı biriydi. Bizi küçük bir yürüyüşe çıkmak için ikna etti. Çalılıklardan hışırtı sesleri geliyordu. Oradan tam uzaklaşacakken bir el omzuma dokundu. Hızla kamp yerimize ulaştık. arkamızı dönüp baktığımızda gözlerime inanamadım. Bizi korkutan büyük zannettiğimiz küçücük şey küçük bir maymunmuş. Hepimiz çok güldük ve o geceyi bir daha asla unutmadım.