Tatilden yeni dönmüştük. Doğum günüm haftayaydı. Şimdiden hazırlıklara başlamıştık bile. Evi süslemiştik, davetiyeleri hazırlamıştık ve pasta siparişini vermiştik. Unuttuğumuz bir şey yoktu. Ertesi gün tek tek arkadaşlarıma davetiyeleri göndermiştim. Hepsinin geleceğinden adım gibi emindim. Davetiyeleri gönderdikten sonra bir eksik var mı diye tekrar etrafa bakındım. Etraf şahane gözüküyordu. Daha sonrasında arkadaşlarımın geleceğinden emin olsam bile yine de onları arayıp gelip gelmeyeceklerini sormak istiyordum. Tek tek hepsini aradım ve gelip gelmeyeceklerini sordum. Hepsi düşündüğüm gibi geleceklerini söylediler. Gelecekleri kesin olduğu için mutlu olmuştum. Doğum günü planı basitti. Arkadaşlarım eve geleceklerdi, topluca fotoğraflar çekilecektik, pasta kesecektik, hediyeleri açacaktık sonra da beraber dışarıya gidecektik. Günlerin ne kadar hızlı geçtiğini anlayamamıştım. Doğum günüm gelmişti. Sabah erkenden kalkıp hazırlanmıştım. Bu seferki doğum günüme normalde hiç yapmadığım kadar hazırlık yapmıştım. Hazırlıklarımı yaptıktan sonra camın yanına gidip arkadaşlarımı beklemeye başladım. Bir süre bekledim fakat kimse gelmedi. Saat erken olduğu için gelmediklerini düşündüğüm için beklemeye devam ettim. Aradan biraz geçtikten sonra zil çaldı. Arkadaşlarımdan birinin geldiğini düşünmüyordum çünkü hiç araba görmemiştim fakat kapıdan içeriye bütün arkadaşlarım girmişti. Nasıl olduğunu anlamamıştım fakat sorgulamak gibi bir niyetim yoktu çünkü hepsi gelmişti ve eğlenmeye başlamıştık. Fotoğraflar çekindik, bir şeyler atıştırdık. Pastayı kesmeden önce bir süre oturmak için vakit bulmuştuk. Bu vakitte onlara nasıl geldiklerini sordum. Onlar bana ön kapıdan girdiklerini söylediler. Ben hiç giren araba görmemiştim. Belki de onlar geldiklerinde fark etmemiştim, dalmıştım. Bu yüzden daha fazla sorgulamadım. Pasta içeri geldi ve pastayı üfledim. Hep beraber pastayı yedik ve biraz daha fotoğraf çekindik. Yediklerimizden sonra bir süre oturduk. Ardından hediyeleri açtım. Herkes birbirinden güzel hediyeler almıştı. Bütün hediyeleri açtıktan ve denedikten sonra artık dışarı çıkmaya karar verdik. Yakınlardaki bir parka doğru yürümeye başladık. Yürürken birbirimize şakalar yapıyor, gülüşüyorduk. Parka varmadan önce bir büfede durduk ve parkta atıştırmak için ufak tefek yiyecekler ve içecekler aldık. Parka varmıştık. Boş bir çardağa oturduk ve aldıklarımızı bitirdik. Tam parktan ayrılacakken bir çöp kutusunun yanında bir hediye paketi gördüm. Kocamandı. Arkadaşlarım da görmüş olacaklar ki açmam için ısrar ettiler, hediyenin onlardan birinden geldiğini düşünüyordum. Paketin yanına gittim ve kaldırmak için yardım istedim. Paket ağır olduğu için değil büyük olduğu için yardım istemiştim. Paket hafifti. Bir masanın üstüne koydum ve açtım. Hediye paketini açtığımda şok oldum. İçi bomboştu. Tamamen bomboştu. Elimi etrafında gezdirdim. En sonunda kafamı paketin içine soktum ve bir anda paketin içine hızlı ve sert bir şekilde düştüm. Uyanmıştım. Olanların hepsi bir rüyaydı. Yatağımdan kalktım, elimi yıkadım, kahvaltımı yaptım ve ardından derslerime girmek için bilgisayarımın başına oturdum.
Rüya
(Visited 44 times, 1 visits today)