Dışarıda kar yağıyordu. Mutfakta yaptığım sıcak çikolatamı alıp balkona doğru gittim. Balkonda sandalyeme oturdum ve ”Genç Yazarlar” adlı kitabımı okumaya devam ettim. Tam 120’nci sayfaya geldiğimde el yazısı ile yazılmış bir telefon numarası gördüm. Merakıma yenik düşüp sonra telefonu bir adam açtı numarayı nereden bulduğumu sordu. Ben de telefon numarasını kitabın içinden bulduğumu söyledim. Adam başta hiçbir şey söylemeden kapattı ve ben tekrar tekrar çaldırdım. Adam en son bana yine mi merakına yenik düştün, dedi. Ben de evet dedim çünkü kim kitabın içine telefon numarası koyar ki, diye düşündüm. Bana fazla merak iyi değildir, dedi ve geri kapattı. O telefon numarasının gerçekten kime ait olduğunu çok merak ediyordum ve merakımı durduramıyordum. Yaklaşık 1-2 ay boyunca bu konuyu düşündüm. Adam bana şunu dedi: Sadece senin okuduğun kitaba değil birden fazla kitaba numaramı yazdım. Adam bana bunları dedi:
— Ailem tarafından huzur evine bırakıldım ve belki torunlarım beni arar, diye telefon numarasını bıraktım fakat arayan soran olmadığı için daha fazla kitaplarıma numaramı bıraktım.
Ne diyeceğimi bilemedim merakım yüzünden adamın yaşadığı kötü duruma ben de şahit oldum ve onun için çok üzülmüştüm. Anladım da merak sandığım kadar iyi bir şey değilmiş. Artık her o sayfaya geldiğimde merakın iyi duygu olmadığını tekrar anlıyorum. Artık duygularıma hakim olabiliyorum…