Bir gün kitap okurken kitaba ara verip başka bir kitaba geçtim.Ve bu geçtiğim kitabın konusu ise gizli numaralardı. Kitaba göz gezdirirken arada bir bazı numaraları aradım ve bu numaralarda hiç açan olmadı.Ben de merak edip sayfaları çevirmeye devam ettim. Artık baymıştı, ben de sonuncu sayfa diyerek çevirince de 116. sayfada tek bir sayfada el yazısı ile yazılmış bir numara vardı ve bu numara ise “0666 666 66 66” idi. Bu numara bana çok tanıdık geldi. Ürkerek bu şeytanın numarası dedim ve ben tabi merak edip aradım .Açılan ilk numaraydı. Dayanamayıp “alooo” dedim. Telefondaki ses “hemen Süleymaniye caddesi 666. sokak No 6’ya gel ” dedi. Ben de olayı anlamak için adrese gittim. Ortalık karanlık ve sessizdi. Kimseler yoktu. Hafif tedirginliğim ile o numarayı arayıp “geldim sen neredesin ?diye sordum”. “Arkandayım” dedi. Tabi ben de doğal olarak bir an çok korktum. Arkamı döndüğümde hiç kimse yoktu sandım ama meğer 24cmlik bir uzaylı varmış aslında. Dedi ki ” hadi gidelim uzaya aya aya aya ay ya oooooooo”. Bu Ezhel’in şarkısıydı çok şaşkındım. Ezhel bu şarkısında uzaylıyı aya göndermek için bir mesaj vermek istemişti ve ben de okuduğum kitaba telefon numarasını yazan bu minnacık uzaylıyı bulan kişi olmuştum.
Bana hikayesini anlattı. Meğer bu minik uzaylı işlediği bir suç yüzünden gezegeninden uzaklaştırılmıştı ve dönüş zamanı gelince de gemisini bulamamıştı. Şimdi onun gemisini bulmamız gerekiyordu.Daha önce bu uzaylı tatil için dünyaya geldiğinden biraz Türkçe biliyordu. Az çok da olsa gemisinin nerede olduğunu anlatmaya çalıştı ve anladığım kadarıyla tarif ettiği yere gittik. Gemisi bir anlık gözükmese de bir süre sonra görülmezlik modundan çıkıp normal görünüşüne geri döndü. Minik uzaylı çok heyecanlı bir halde boynuma sarılıp teşekkür etti ve bana bir kolye hediye etti. Bunun amacı ne diye sorduğumda bana şu yanıtı verdi :” Bu kolye seni kötülüklerden koruyup bolca şans verek” dedi ve bana el sallayarak gemisine doğru ilerledi.