116. Sayfa

O gün tüm günlerden farklıydı. Uzun yıllardır bu an için hazırlanmıştım. Bugün gizemli dagın içine girip kimsenin varlığına inanmadığı ve tanık olmadığı minatorların gerçekliğini kanıtlayacağım. Başka olağanüstü nitelikte varlık var mı diye araştıracağım ve varlığını kanıtlayacağım. Mağaraya girdiğimde hem çok heyecanlıydım hem de çok korkuyordum. Çok yavaş ve sessizce ilerliyordum. Sanırım 10 dakika kadar yürüdüm. Sonunda orada karşımdaydı.  Turuncu sakalını garip bir örgü yapmıştı , parıldayan kahverengi teni onu hemen fark etmemi sağladı. Göğsünde kocaman bir hançer izi vardı. Zor zar nefes alıyordu. Yanına koştum, yardım etmeye çalıştım fakat elimden hiçbir şey gelmedi. Yarası çok ağırdı ve çok kan kaybetmişti. Elinde sımsıkı bir kitap tutuyordu. Yavaşça elinden kitabı aldım. İçindekileri hızlıca inceledim ama hiçbir şey anlamadım çünkü karmakarışık yazılmıştı. Laboratuvarımda geçen birkaç haftadan sonra kitabı düzenlemeyi ve çözmeyi bitirmeye yaklaşmıştım. Fakat bir bölüm vardı ki bir türlü anlayamıyordum. 116. Sayfayı çevirince karşıma el yazısı ile yazılmış bir telefon numarası çıkmıştı. Çok saçmaydı nasıl ve kim  bu kitabı yazmıştı ve bu telefon kime aitti.  Sonunda bu numaranın bir telefon numarası değil bir banka kasası şifresi olduğunu anladığımda çok heyecanlandım. Ertesi gün kasanın karşısında durmuş içinden çıkan belgelere bakıyordum. Kanıtlar elimdeydi..

 

(Visited 104 times, 1 visits today)