Atamızın Bize Bıraktığı Bu Mirasın 100. Yılı Kutlu Olsun
Atamızın biz gençlere, çocuklara, abilerimiz, ablalarımıza miras olarak bıraktığı bu vatan, inanç, millet, Cumhuriyetin 100. yılını coşku ile kutluyoruz. Emin olabilirsiniz ki bizden sonraki nesillerinde coşku ile kutlamalarını ve sahip çıkmalarını sağlayacağız.
Sizlerin de bileceği üzere ayağımızı bastığımız bu naçizane toprağı toprak diyerek geçmemek lazım. Bu bastığımız toprağın altında kefensiz yatan abilerimiz, ablalarımız ve bizlerden yaş olarak küçük olan kardeşlerimizi unutmamamız lazım. Bizler nasıl sabahları yatağımızdan kalkıp işimize, okulumuza gidebiliyorsak veya oturup o okumaktan zevk aldığımız kitabımızı okuyabiliyorsak, bunların hepsini 100 yıl önce vatanı uğruna evini, okulunu bırakıp gerektiğinde ise kendi canını feda etmeye ant biçmiş herkese borçluyuz. Onlar 100 yıl önce var oldukları için bizler de varız. Biz bu cumhuriyeti böyle kazandık. Durmayacağız bizden sonraki nesil için de ayakta tutacağız ve gelişmesini, ilerlemesini sağlayacağız. Bizi hakir görenler, gelişmemizi engellemeye çalışanlar olsa bile durduramayacaklar.
Biz bir millet olarak yıllarca kendimizi ve sahip çıktığımız bu mirası geliştirmeye adayacağız kendimizi. Bu geçen 100 yıl boyunca gerek askeri gerek teknoloji gerek ise eğitim araçlarımızı geliştirdik. 100 yıl önce bu milletin topu, tankı üstelik gelişmiş tüfeği bile yoktu, fakat bunların hiçbiri bizi durdurmadı. Durmadık, askeri teknoloji dalı açısından özellikle Bayraktar ve Solo Türk başlığı altında kendi Atak Helikopterimiz, SİHA, İHA ve birçok araca sahibiz. Askeri teknoloji dışında, araştırma ve eğitim açısından çok geliştik ve gelişmeye devam edeceğiz. Bugün elimizde tuttuğumuz telefondan ihtiyaç veya merak duyduğumuz araştırma, bilgiye saniyede ulaşabiliyoruz.
Ekonomik açıdan ise her bir birey kolaylıkla sahip olduğu veya yönettiği parasını telefonundan bakabilir. Finansal olarak kendi parasını birkaç dakikalık işlem ile Fon veya Hisse yatırımları, stok alış ve satış işlemleri ile uzun veya kısa vadeli değerlendirebilir. Belki biliyorsunuzdur, ülkemizin birçok iş adamı hayatını, geleceğini bu saydığımız portföy veya yatırımları ile devam ettirmektedir. Sizin de bileceğiniz üzere bir veya birçok devlet başkanı görüşme veya toplantı yapmak için buluştukları zaman yanlarında tercüman ile gelirler. Devlet başkanları görüşme veya toplantı yaptıkları diğer devlet başkanlarının dilini bile bilseler, tercümanlarının aracılığı ile toplantılarını gerçekleştirirler. Doğrudan konuşmaları doğru bulunmaz ve tercih edilmez.
1934 yılında ise, Cumhurbaşkanımız olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk halk önünde İran Şahı Rıza Pehlevi ile görüşme yapmıştır. Tercüman aracılığı ile konuşmak yerine, halk önünde Türkçe konuşmuştur. Ben bu konuşmanın siyah-beyaz videosunu izlemiştim. İzlediğim zaman göğüsüm kabarmıştı ve ne kadar saygı duyulduğumuzu anlamıştım. Size şöyle izah edebilirim, hiçbir devlet başkanı günümüzde bile kendi dilleri dışında olan, yabancı bir dil ile görüşme yapmamıştır. (Bu durumlarda biraz Faşist bir davranış sergilemeyi tercih etmişlerdir.) 1938 yılında Atamız hayat gözlerini yumduğunda ise birçok yerli ve yabancı gazete duydukları saygı ve sevgiyi göstermişlerdir. 100 yıl önce bizleri hakir gören ve topraklarımızı bile nasıl, kime paylaşacaklarına dair plan yapan her insan ve her millet, Atamızın vefatında üzüntülerini dile getirmiştir.
Cumhuriyetimiz ‘in 100. yılında da, 100 yıl önceki coşkuyu, heyecanı, bize ışık olan umudu, inancı ve mutluluğu ilk hali gibi yaşayacağız. Türklüğümüz, Atamızın bizlere bıraktığı mirasımız olan vatanımızı, ülkemizi, milletimizi koruyacağımıza, geliştireceğimize, ileri taşıyacağımıza, daha iyi bir Türkiye için çok çalışacağımıza ant biçeriz.