10 Yıllık Heyecan

İnsan doğduğu ilk saniyeden beri öğrenmeye başlar; konuşur, tanışır, yürür ve bu öğrenme ömrünün sonuna kadar onunla beraber gelir. O anlarda bilmez ki yeni şeyler öğrenmenin onu hayatta tutan en büyük cevher olduğunu. Ancak sonralarda farkına varır onsuz hayatın ne boş olduğunun. O ilk yürümeye başladığımız anlarda eğitimimizin hepsini bizlerin en yakınları, ailemiz verir. Bir süreliğine farklı açılardan onların eğitimi bizi geliştirse de başka bir bakış açısına, başka bir dünya gözünden eğitime ihtiyaç duyarız sonralarda. Bu başka bir dünya gözünden eğitim bizi yeni bir başlangıca sürükler. Bu başlangıç bir nevi savaşlarla, barışlarla ve inişli çıkışlı dolu hikâyelerle sarmalanmıştır. İşte bu eğitim aslında hayatın ta kendisidir.

Eğitim bizi, biz geleceğimizi, geleceğimiz de eğitimi yazmaz mı aslında? Hayatın temellerini attıran eğitim hem bizi hem de geleceğimizi yazmak üzere oluşturulmuştur. Eğitim sadece bir okul değil bu okulun içindeki insanlar, öğretmenlerdir. Yoksa okul nedir ki dört duvarı olan boş bir bina dışında içindekiler olmadıkça. Okulu okul yapanlar bizleri eğiten bizlere öğretenlerdir. Onlar aslında bizleri bizler yapan birer süper kahramanlardır. Çünkü insanın benliği de hayatın temellerinin atıldığı bu yolculukta kar topu misali katlanarak büyür ve oluşur. Kendimizi de bulduğumuz bu serüvenin nasıl başlayıp gelişip sonlanacağı da süper kahramanlarımıza bağlıdır. “Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.” demiş Mustafa Kemal Atatürk. Atamızın bu sözü bana doğrudan okulumdaki kendi öğretmenlerimi hatırlattı. Onlara ne kadar zorluklar çıkarsak da bizim geleceğimizi kimi zaman bizden daha çok önemseyip bizden asla vazgeçmeyen öğretmenlerimizi. Ve bu öğretmenlere sahip okulumu, Beştepe Kolejini.

Beştepe benim yuvam oldu zamanla. Bir çığ gibi yuvarlanarak büyüyen anılarla ve hayallerle dolu ikinci bir yuva. O ilk ailemizin evinden çıktıktan sonra yadırganmayacak sıcak, seni hep geliştiren ve destekleyen bir yuva. Daha lise öğretimimin yarısındayken bile diyebilirim ki daha emin adımlarla hayallerime ulaşabilecek olmanın heyecanı ve gururuyla ilerliyorum hayatta. Her zaman her konuda danışabileceğimi, konuşup yardım alabileceğimi bildiğim süper kahraman ordumun arkamda olduğunu hissederek koşuyorum geleceğe. En önemlisi de biliyorum ki mezun olduğum gün itibariyle dünya vatandaşı olduğuma dair en ufak şüphem kalmayacak. Herkesten sadece akademik eğitim anlamında değil kendimi bilerek ve o doğrultuda eğitim görerek geliştiğim için de ileride olacağım. Katıldığım kulüplerle, aldığım yabancı dil dersleriyle, sanatla, laboratuvarlarımızdaki bilimle…

Kendini tanıma ve geliştirme üzerine kurulu hayata kendimi bilerek adım atmamı sağlayan okuluma aynı zamanda bu hayatta bizi biz yapan en değerli yapıtaşımız olan dostlarımı da bana verdiği için teşekkür ediyorum. Üç sene önce başlayan bu serüvenim sayesinde artık yaşamak için öğrenmiyorum, öğrenmek için yaşıyorum. Benim üçüncü senemde okulumun ise onuncu senesinde ne büyük işler başardık ve nicelerini de başaracağız. Okulumun nice on seneler görüp cumhuriyet çocuklarını aydınlattığı nice seneleri daima takip edecek ve her süreçte okulumla yakından ilgileneceğim. İyi ki Beştepeliyim, iyi ki bu ailenin bir ferdi olmaya devam edeceğim.

(Visited 4 times, 1 visits today)