Türkiye yıllık kişi başına düşen makarna tüketiminde 8.5 kilo ile kendi rekorunu kırdı. Böylece makarna tüketiminde dünya sıralamasında 10. sıraya yükseldi. Makarna tüketiminde 1. sırada 26 kg ile İtalya , 2. sırada 13 kg ile Venezuela, 11.5 kg ile ise Tunus 3. sırada. Peki nedir bu makarna? Neden bu kadar çok tüketiyoruz?
Neden tüketim son yıllarda arttı?
Makarna Nedir?
Makarna una yumurta karıştırılarak yapılan hamurdan mamul bir yiyecektir. Makarna bol miktarda protein ve B vitamini içerir. Makarna yapıldığı maddeden dolayı fazlaca karbonhidrat içerir. Makarnanın içerdiği kompleks Karbonhidratlar sayesinde metabolizma da hızlıca parçalanarak enerjiye dönüştürülür. Bu sebeple doyurucu ve hazmedilmesi kolaydır.
Neden Makarna Tüketiyoruz?
Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu yaptığı açıklamada
“Kişi başı tüketimimizi 8,5 kiloya çıkarmayı başardık. Türk toplumunun sağlıklı beslenmeye olan ilgisinin artması, yaşamın hızlanması, pratik ve doyurucu bir yemek olan makarnaya da ilgiyi artırdı. Sektörümüzün bilinçlendirme çalışmaları, bilim adamları ve diyetisyenlerin bilgilendirmeleriyle makarna, sofralarda giderek hak ettiği yeri aldı. 8,5 kilo son yıllarda ulaştığımız en iyi rakam. Sektörümüzün hedefi bunu 10 kiloya çıkarmak.
Tüketimde dünyada 10. sıraya yükseldik, daha üst sıralara çıkmayı hedefliyoruz.”dedi. Makarnayı İtalyanlar kadar sevmediğimiz aşikar. Ama makarnayı neden bu kadar çok tüketiyoruz?
Makarna besleyici , doyurucu ve en önemlisi UCUZ bir besin maddesi. 4 kişilik bir aileyi 1 paket makarna rahatlıkla doyurabiliyor. Bu sebeple makarna çok tüketiliyor.
Makarna Tüketimindeki Artışın Sebepleri
Son yıllara bakıldığında makarna tüketiminde ciddi bir artış gözüküyor. Bunun sebebi bilmem ne yönetim kurulu başkanının açıkladığı gibi diyetisyenlerin ve doktorların tavsiyesi değil son 10 yıldır alım gücümüzün devamlı olarak düşmesi sonucu insanların daha düşük fiyatlı besin maddelerine yönelmesidir.
Alım Gücü Nedir, Neden Artıp Azalır ?
Alım gücü bir kimsenin mallar ve hizmetlere gelirinden ayırabildiği niceliktir.
Alım gücünü etkileyen en önemli faktör enflasyondur.
Halk arasında bilinenin aksine enflasyon mal ve hizmet fiyatlarının artması değildir. Enflasyon, fiyatlar genel seviyesinin artması demektir. Bir başka deyişle enflasyon, paranın alım gücünün azalmasıdır. Enflasyonun düşmesi ise fiyatlar genel seviyesinin daha az artması demektir. Bu da ülkede istikrar ve refah anlamına gelir.
Enflasyonun Etkileri
Satın alma gücünde zayıflamalar, sosyal huzursuzluklara yol açar. Spekülasyon kazançlar alın teri kazançlarına üstün gelir.Enflasyondan genellikle dar ve sabit gelirliler (memurlar) çok zarar görür.
Çünkü gelirlerinin yükselen fiyat düzeyine intibak etmesi zordur. Yine enflasyondan en çok zarar görenler para halinde tasarruf yapmış olanlarla alacaklı bulunanlardır. Para değerini gücü de zayıflar.
Buna karşılık enflasyon borçlular için avantajlıdır. Çünkü paranın değeri düştüğü için borçlarını daha kolaylıkla ödeyebilirler.
Enflasyon devam ettiği sürece herkes değeri günden güne düşmekte olan parayı elden çıkarıp mala veya gayrimenkule yatırır.
Bu yüzden her çeşit mala karşı talep artar. Böylece paranın tedavül sürati artarak para değerinin düşmesine sebep olur.
Enflasyon üretim ve kalite üzerinde zararlı etkiler yapar. İş bulma kolaylığı ve kazançların rahatlığı, işçileri ve satıcıları
kayıtsız, aldırış etmez davranışlara sürükler. Kolay kazanan ve pervasız harcayan bir zümrenin türemesi; her türlü malın sürülmesi fırsatını doğurur.
Enflasyon, dış ödemeler dengesini de sarsar. Sermayeler; para değerinin emin ve para kirasının yüksek olduğu bölgelere açık veya gizli yollardan göç eder. Enflasyon hızı diğer ülkelerden az ise ihracatın tıkandığı ve ithal mallarına rağbetin arttığı görülür. Turizm gelirlerinin gelişme temposu yavaşlar ve vatandaşların dış seyahatlerdeki harcamaları çoğalır.
Bütün bu olaylarda para (veya kredi) çokluğundan hareketlenen enflasyon hızlandıkça hızlanır ve artık bunun yanında para miktarındaki artışın etkisi önemsiz kalır.
Sonuç olarak ekonomi çok büyük bir oluşum. Bizler de son halkası olan tüketicileriz. Ekonomideki en ufak dalgalanma bile tabağımızdaki yemeği etkileyebiliyor.
Daha az makarna yiyeceğimiz , ekonomimizin daha iyi olacağı günler dileği ile…