Lâle Devri, (Osmanlı Türkçesi: لاله دورى (1718-1730)
Osmanlı tarihinde batılaşma yönünde ilk adımların atıldığı Lale Devri adını dönemin yaşam biçimini simgeleyen lale çiçeğinden almıştır. Bu devre lale devri damgasını vuran ilk kişi Damat İbrahim Paşa’dır.
Lale Devri, “Zevk ve sefâ” devri olarak bilinir.
Osmanlı İmparatorluğundaki yaşam biçimini değiştirme etkinliklerini Lale Devri olarak tanımlar.
Lale devrini padişah Sultan III. Ahmet ve özellikle onun Sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa açmıştır. Bu devir, memlekete Batı’dan bazı yeniliklerin girmesi ve saray çevresindeki zenginlerin yaşadığı eğlence hayatıyla belirir. Lale merakı yayılmıştı ve yabancı memleketlerden lale soğanı getirilirdi. “Mahbup” adı verilen bir lalenin soğanı 500 altına satılırdı.
Padişahın, sadrazamın eğlence ve israfları, yakınlarını iyi mevkilere getirmeleri ve yeni vergilerin konması halkı sıkıntıya soktu ve şikayetlere sebep oldu. İlmiye sınıfından Zülali Hasan ile İspirizade Ahmet Efendiler Patrona Halil’i bir isyan için teşvik ettiler. Tarihimizde Patrona Halil isyanı diye anılan isyan patladı. İsyancıların ısrarı ile İbrahim Paşa öldürüldü, sonra Sultan III. Ahmet tahttan indirildi. Böylece Lale devri kapandı.
” Lale devrinde yapılan ıslahatlar:
- Paris, Londra ve Viyana gibi Avrupa başkentlerine geçici elçilik heyetleri yollanmış, böylelikle Avrupa’yı daha yakından tanıma imkânı sağlanmıştır.
- Said Efendi ve İbrahim Müteferrika Avrupa’dan matbaayı getirmişlerdir.
- İlk kez çiçek hastalığına karşı aşı uygulanmıştır.
- İstanbul’daki yangınları önlemek için yeniçerilerden Tulumbacılar adı verilen bir itfaiye ocağı kurulmuştur.
- Çini atölyeleri açılmıştır.
- Kağıt fabrikası açılmıştır.
- Lale Devri’nde sanat alanında görülen en önemli kişi Levnî’dir. Asıl adı Abdülcelil Çelebi olan Levnî döneminin en büyük nakkaşıdır.
- Lale Devri’nde, Türk tarihinde bir ilk olarak İbrahim Müteferrika önderliğinde Çeviri Konseyi açılmıştır. Türk tarihinde çeviri çalışmalarındaki ilk enstitüleşme olarak bu konsey görülür. ”
Osmanlı İmparatorluğu tarihi |
---|
Osmanlı İmparatorluğu kronolojisi |
Lale devri, Osmanlı imparatorluğu tarihinde duraklama devrinde yer almıştır.
Yaşanan Lâle Devri’nde sanat ve toplumsal hayata özgün bir anlayış getirilmişti. Bu devirden birçok sanat eseri, yapıtlar günümüze kadar gelmiştir. Dönemin belki de en gözde eseri olan Sâdâbâd Kasrı, maalesef günümüze kadar gelememiş, bize yıkıntıdan fazla bir şey kalmamıştır.
Sadabad Sarayı
İstanbul’da Kağıthane Deresi kenarında 1722 yılında inşa edilen 1809’da yıktırılan yazlık saraydır. Lale Devri’nin simgesi olmuştur. Damat İbrahim Paşa tarafından III. Ahmed için yaptırılmıştır. II. Mahmud iyice eskiyen sarayı 1809’da yıktırdı ve yerine yeni bir saray inşa ettirdi.
Lale devri aşırı batılılaşma sonucu ortaya çıkan bir devirdir. Bu devirde yapılan eser ve yapıtlar olsun neredeyse tamamı batıdan esinlenilmiştir. Sadabad sarayında bile Paris civarında bulunan Marly Köşkünden köşkünden esinlenilmiştir. Osmanlı tarihinde aşırı batılılaşma sonucu Duraklama dönemine girilmiştir. Şu anda ise farkında olmadan araplaşıyoruz. Müslümanlık zannedilerek özenilen emevi gelenekleri yüzyıllarca Türk geleneklerini zehirlemiş ve zehirlemeye devam etmiştir. 60-70 yaşında bir adamın 10-15 yaşlarında gencecik bir çocukla evlendirilmesi Türk geleneklerinde yoktur. İslamiyet öncesi Türk toplumlarındaki kadına verilen önem, Hz. Muhammed’in önerdiği anlayışla aynıdır. hatta Türklerin İslamiyeti kabul etmesinin en önemli sebeplerinden biri de kendi geleneklerine benziyor olmasıdır. Nedense İslam dini Arap milliyetçiliğiyle bir tutulmaya başlanmış ve araplaşmak sevap zannedilmiştir. Atatürk zamanında büyük ölçüde yok edilse de bu günlerde etkileri hâlâ devam etmektedir.
Kaynakça: Vikipedia
https://www.etarih.net/tr/osmanlitarihi/gerilemedonemi/laledevri.html
http://www.osmanli700.gen.tr/olaylar/olayl1.html
http://www.tarihin.com/osmanli-devletinde/lale-devri-nedir.html